Aldatma Sonrası Bilişsel Uyumsuzluk
İnsanlar yapıları gereği zihin yapılarını uyumlu ve tutarlı konumda tutma eğilimindelerdir. Bireyin zihnindeki tutarsız bilgi parçaları, düşünceler, hisler veya durumlar onu konforsuz hissettirir ve "Bilişsel Uyumsuzluk" adlı psikolojik rahatsızlık deneyimlenmeye başlar. Bu uyumsuzluğa örnek olarak kişinin kendisini ilişkisine ve evliliğine sadık bir partner olarak tanımlamasına rağmen eşini aldatma girişiminde bulunmasını ele alabiliriz. Uyumsuzluk bizi rahatsız ettiğinde iki durumdan birini değiştirerek veya güncelleyerek zihnimizdeki tutarsızlığı azaltma ihtiyacı duyarız. Bireyin tutarsız durumdaki eylemi artık değiştirme imkanı yoksa veya değiştirmek istemiyorsa, diğer elementleri değiştirmeye çalışır. Yaptığımız eyleme çeşitli sebepler üretmek bu girişimlerin başında gelendir. Verdiğimiz örnek üzerine düşünecek olursak, bireyin izleyebileceği yollardan biri eşine ettiği ihanetin sebebini eşinin davranışları olarak görmektir.
"Onu aldattım çünkü benimle yeterince ilgilenmiyordu."
"Onu aldattım çünkü bir evlilikte karşılanması gereken ihtiyaçlarım karşılanmıyordu."
Kendisini sadık bir partner olarak gören kişi zihnindeki uyumsuzluğu indirgeyebilmek için ve aldatma girişiminin arkasındaki sebebi kendi sadakatsizliğine yorma durumunda konforsuz hissettiği için böyle suçlayıcı bir tavır tercih edebilir.
Bir diğer yol ise hissedilen tutarsızlığa sebep olan eylemin önemini düşük görme çabasıdır.
"Eşimi aldattım ama tek seferlik bir şeydi, devamı gelmedi."
"Eşimi aldattım ama o da yıllar önce bana ihanet etmişti."
"Evet aldattım fakat evliliklerde bu tarz dönemler yaşanabilir bunlar normaldir."
İhanete uğrayan partnerler eşlerinden gördükleri bu tutum karşısında kendilerini veya evliliklerini suçlayabilir, ihanet eden eşinin söyledikleri karşısında manipülasyona uğrayabilirler. Ancak bunlar kendisini eşine ve evliliğine sadık biri olarak gören bireyin bu düşünceleri ve gerçekleştirdiği aldatma eylemi arasındaki tutarsızlığı azaltma girişimlerinden başka bir şey değildir.